CHP Sözcüsü Öztrak, Erdoğan Şahsım Hükümetinin Türk Lirası’nın bereketini kaçırdığını belirtti ve 100 liranın alım gücündeki erimeyi kalem kalem anla
CHP Sözcüsü Öztrak, Erdoğan Şahsım Hükümetinin Türk Lirası’nın bereketini kaçırdığını belirtti ve 100 liranın alım gücündeki erimeyi kalem kalem anlattı:
“100 liralık banknot, 1 Ocak 2009 tarihinde tedavüle girdi. 100 lirayla 2009’un Eylül ayında, 440 tane yumurta alıyorduk, bugün ancak 97 tane alabiliyoruz. 114 kilo domates alıyorduk, şimdi ancak 21 kilo domates alıyoruz. 101 kilo patates alabiliyorduk, şimdi sadece 33 kilo alabiliyoruz. 103 kilo kuru soğan alabiliyorduk, şimdi 43 kilo alabiliyoruz. 52 paket makarna alabiliyorduk, şimdi sadece 15 paket alabiliyoruz. 31 kilo nohut alabiliyorduk, şimdi 8 kilo alabiliyoruz. 21 litre ayçiçek yağı alabiliyorduk, şimdi ancak 5 litre alabiliyoruz. 17 kilo tavuk eti alabiliyorduk, şimdi 5 kilo alabiliyoruz.”
“100 lira ilk çıktığında aldığımız pirinci, makarnayı, eti, yumurtayı, yağı bugün almaya kalksak, artık bu elimdeki 100 Lira yetişmiyor. Şimdi bunun yanına bir 100’lük banknot daha, o da yetmiyor bir 100’lük banknot daha, o da yetmiyor bir 100’lük banknot daha koyuyoruz. Yanına da iki tane 20’lik banknot gerekiyor. Çarşıya, pazara bu banknotlar da yetmez. Erdoğan Vesayet Rejiminin ülkeyi getirdiği yer işte burası. Milletin eriyen satın alma gücü. Artan hayat pahalılığı, şişen etiket fiyatları…”
Öztrak tarımdaki girdi maliyetlerindeki artışa da dikkat çekti. 1 ton buğday satan çiftçinin 2002’de 923 kilo, bugün ise ancak 438 kilo gübre alabildiğini ifade eden Öztrak, “Ekimden önce gübre atmak, çiftçilerimiz için artık küçük bir servet haline geldi. Çiftçi gübre atsa maliyeti artacak, fiyatlar yukarı gidecek. Gübre atmazsa da verim düşecek, fiyatlar yine yukarı gidecek. Tüm bunların sorumlusu kim? O, bu, şu değil. Hep diyoruz; Erdoğan Şahsım Hükümeti sebeptir. Hayat pahalılığı ise sonuçtur” diye konuştu.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun dünyada vergi cennetlerine aktarılan trilyonlarca dolarla ilgili belgeleri incelediği Pandora belgelerinde adı geçen Türkiye’den firmalara dikkat çeken Öztrak, “Pandora belgeleriyle, Pandora’nın kutusunu açıldı. Erdoğan’ın sarayını yapan, şehir hastanelerini işleten müteahhitlik firmasının tek bir yılda, vergi cennetlerine kaçırdığı paranın, 211 milyon dolar olduğu söyleniyor. Bir de bu off-shore hesaplardan, adresi şimdilik belirsiz, 105 milyon dolarlık bir bağış yapıldığı söyleniyor. 105 milyon dolarlık bağış! Ancak devletten devlete yapılabilecek büyüklükte bir bağış. Bunu, bu şirket acaba kime, kimlere ne için yaptı? Bu ülkede asgari ücretten, milletin yediği ekmekten bile vergi alınırken, Türkiye’deki tüm ihaleleri toplayan bu kişilerin, Türkiye’de kazandığı parayı, vergi cennetlerine kaçırması, götürmesi hangi vicdana, hangi izana sığar?” diye sordu.
Mersin’de yapılan nükleer santralin de, burada üretilecek elektriğin de tek sahibinin Rusya, Türkiye’nin ise burada üretilecek elektriğin müşterisi olduğunu kaydeden Öztrak, “Ama ne biçim bir müşteri… 15 yıl boyunca buradaki elektriğe kilovat saatine, 12,35 sentten alım garantisi veren bir müşteri. Dünyanın en pahalı elektrik enerjisini kullanacağız. Şimdi diyorlar ki, bundan iki tane daha yapalım. Bu, Türkiye’nin boynuna vurulacak, büyük bir ekonomik kapitülasyondur” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
YORUMLAR